Hamam böceklerinin büyük bir kısmı ormanlarla kaplı tropiklerde bulunan 3500 kadar türden oluşmuştur. Kutuplara doğru gidildikçe tür sayısı azalır; özellikle kurak yerlerde bu azalma çok daha fazladır. Güney Amerika hamam böceklerinin tür bakımından en zengin olduğu kıtadır. Birçok endemik grubu içerir. Beslenmelerinde ve yapısal uyumlarında görülen özelliklerinden dolayı, bir kısmı, jeolojik devirlerde insanlarla birlikte yaşamaya başlamıştır. Bugün, tropik kökenli birçok tür ve diğer iklim bölgelerinde yaşayan türler, ulaşımın artmasıyla, kozmopolit olmuştur. Fakat bunların birçoğu, soğuk iklimlerde, yalnız konutlarda yaşayabilir; doğada kışı geçiremezler. Hamam böceklerinin tümünde, vücut, üstten basık ve şekil olarak ovaldir. Baz türleri teşbih böcekleri gibi kamburlaşmış ve kuvvetli olarak deri değişimleri ile daha da sertleşmiştir (sklerotize olmuştur). Özellikle bu sonun bahsedilen türün dişileri kanatsızdır. Bu böceklerin büyüklüğü 2 mm. (Attaphila fungicola) ile 10 cm. (Megaloblatta blaberoides Orta Amerika) arasında değişir. Renkleri, çoğunluk kahverenginden siyaha kadar değişiklik gösterir. Bazı tropik türlerde kuvvetli bir taklitçilik ile (mimikri) parlak renklilik vardır. Bu türlerin de birçoğunda dişiler kanatsızdır. Perisphaerinae hamam böceği türleri tesbih böceği gibi yuvarlanarak kendilerini korumaya çalışırlar. Hamam böceklerinin hepsi gececidir. Gündüzlerini çatlaklarda, yarıklarda ve cisimlerin altında geçirirler. Vücutlarının basık olması, bu saklanmaya bir uyumdur.
Vücut Yapıları
Baş: İstisnaları göz önüne almazsak baş pronotumun altında saklanmış durumdadır. Serbest hareket eder. Yuvarlaklaşmış üçgen şeklinde, orthognattan (aşağı doğru) hypognatta (arkaya doğru) kadar değişir. Başın her iki tarafında, böbrek şeklinde, çok defa erkeklerde 3000, dişilerde 2000 basit gözden oluşmuş bir petekgöz bulunur. Fakat mağaralarda ve karınca yuvalarında yaşayanlarda gözler kuvvetlice körelmiştir. Cisimleri şekil olarak görmeleri muhtemelen olanaksızdır; sadece ışık şiddetini ayırmaya yarar. Kural olarak iki petek gözün arasında ve antenlerin bağlanma yerinin üzerinde, iki nokta göz (ocel) vardır. İki gözün arasında, çoğunluk vücudu aşan, iplik şeklinde ve eşit segmentlerden meydana gelmiş bir çift anten bulunur. Özellikle karanlığa uyum yapanlarda, anten uzunluğu çok fazladır. Antenler vücudun yaklaşık 1/2-2 misli uzunluğundadır. Antenin devamlı olarak hareket ettirilmesiyle ve genellikle sık sık yere değdirilmesiyle besin hakkında bilgi alınır. Keza nem ve negatif fototaksi yine antenler tarafından algılanır. Clypeusları zayıfça gelişmiştir; Polyphagidae'de kuvvetli bir olukla alından ayrılmıştır; bu ayrılan kısım da ön tarafı düz, arka tarafı bombeli olan iki kısma ayrılmıştır. Ağız parçaları ısırıcı çiğneyicidir. Mandibulada çok gelişmiş çiğneme plakçıkları vardır. Maksillar duyargaları 5, labial palpleri 3 segmentlidir. Ağız parçaları tatma ve koklama amaçlarıyla donatılmıştır. Besinlerini bu almaçlarla bulurlar. Duyargalar sürekli hareket ettirilerek cisimlere değdirilir. Yenebilecek her şeyi yerler.
Göğüs: Birbirine göre pek az hareket edebilen 3 segmentten meydana gelmiştir. Genişliği hemen her zaman uzunluğundan fazladır; kenarları saydamdır; paranotası yoktur. Birinci göğüs segmenti en küçüktür; fakat üstten bakıldığında protoraksın notumu çok fazla büyüdüğünden, boyun plakası, göğsün en büyük kısmı olarak görülür. Pronotum, disk şeklinde genişlemiş, düz ya da hafifçe bombeli, yanlarda serbest kenarlı, ön tarafı dışbükey, başın tümünü veya büyük bir kısmını üstten kapatır. Mezo ve metatoraksın büyüklüğü, kanatsız formlarda ya da kanatları körelmiş olanlarda (özellikle dişilerde) hemen hemen aynıdır. Kanatlı formlarda, arka göğüs, orta göğüsten genellikle daha büyüktür.
Kanatlar: Birçoğu oldukça iyi gelişmiş kanatlara sahiptir. Bazılarında kısalmış, pul şeklinde kalmış ya da tamamen kaybolmuştur; özellikle birçok türün dişisinde. Ön kanat (elytra) deri şeklinde, kitinleşmiş; damarlanması oldukça belirgin; iyi gelişmiş formlarda abdomenin üzerine uzanır. Sağ ön kanat, sol ön kanadın altına girer. Zarımsı alt kanat katlanmış durumda bulunur. Ön kanadın costası ön kenarda uzanır; analis genellikle iyi gelişmiş, yay şeklinde. Alae, ön kanatlara uygun olarak iyi gelişmiş ya da kısalmış; bazen metanotumla tamamen kaynaşmış; iyi gelişmişlerde derimsi, büyük bir anal sahaya sahip, çok defa katlanmalar taşır. Çok iyi gelişmiş kanatlara sahip olanlarda dahi uçma çok az görülür. Ya belirli aralıklarda sıçrarken ya da bir yerden düşerken paraşüt gibi kullanılır. Ön kanat arka kanada bağımlı olmadan hareket ettirilir. Polyphaga gibi bazı cinslerin yalnız erkeklerinde kanat vardır. Erkekler, dişileri arar; çoğunluk geceleri ışığa gelirler. Alt kanat katlanmış yelpaze gibi üst kanadın altına gizlenir; kanatların damarlanması sistematikte önemlidir.
Bacaklar: Genellikle ince ve uzun yapıda olan 3 çift bacak, sırasıyla, önden arkaya doğru gittikçe, boy olarak uzarlar. Karıncalarla yaşayan türlerinde, bacaklar daha bodur yapıdadır. Farklı şekillerde dikenler taşırlar. Bacakların koksaları çok iyi gelişmiştir; orta çizgide birbirlerine iyice yaklaşmış ve hepsi arkaya doğru yönelmiştir. Koksaların uç kısmı bir sturla ayrıldığı için yarık kalça ismini alırlar. Trochanter, femurla, hareketsiz olarak bağlanmıştır. Femur oldukça basıktır. Tibia her zaman dikenlidir. Fakat özellikle femurların dikenlenmesi sistematikte önemlidir. Femurlarda üç tip dikenlenme gözlenmiştir. Tarsuslar her zaman 5 segmentlidir. Son segment bir çift tırmak taşır. Bu tırnaklar bazen dişlidir. Tırnaklar arasında arolium olabilir. Diğer dört tarsus segmenti alt taraflarında yastık taşır. Bu yastıklar sayesinde en düz yerlere dahi kolaylıkla çıkabilirler. Sıçrayıcı ayak tipine sahip olmamalarına karşın, uzun aralıklarda sıçrayabilirler.
Hamam Böcekleri Ne Kadar Hızlıdır?
Hamam böcekleri türleri ortalama olarak 25°C'de saniyede 74 cm/sn. koşabilirler. Amerikan hamam böcekleri (Periplaneta americana'da) bu hız saatte 2600 metreye kadar çıkmaktadır. Sıçrama sırasında çoğunluk sırtüstü de düşebilirler. O zaman düzelebilmek için ya tutunacak bir yer ararlar ya da sallanma hareketleriyle dönmeye çalışırlar. Çoğunluk kirli yerlerde dolaştıklarından, kirlenen antenlerini ön ayaklarının yardımıyla ağıza getirir ve orada temizlerler. Vücudun diğer kısımları da ayaklar aracılığıyla, ayaklar da ağız parçaları ile yalanmak ya da sıyrılmak suretiyle temizlenir. Bacak üzerindeki kıllar bu temizlemede büyük önem taşır.
Karın (Abdomen):
Karın, bütün genişliğince göğüs ile birleşmiştir, ancak, ona karşı pek az hareket edebilir. Hamam böceklerinin karnı genel olarak 10 segmentten oluşmuştur. Birinci segment her zaman küçük yapılıdır.
İkinci segment bazen boyuna kabarıklarla üç parçaya bölünmüştür. Erkekte 7., dişide 6. segmente kadar herhangi bir değişiklik görülmez. Sekizinci ve 9. tergitler her iki eşeyde de dar bir bilezik şeklinde küçülmüş, çoğunluk kısmen, bazen tamamen 7. Tergit altında saklanmıştır. Kalorifer böcekleri cinsleri (Blattellidae ve Ectobiidae) erkeklerinin 7. ya da 7.-8. tergitlerinin üzerinde, koku bezlerinin dışarıya açıldığı, şekilleri değişik oyuklar, girintiler ve çöküntüler vardır. Bu bezler üreme işlevlerinde büyük öneme sahiptir. Bunun ötesinde, hamam böceklerinin vücudun son kısmında, korunmak için pis koku çıkaran diğer bezler de vardır. Genellikle 9. segmentin sterniti, supraanal (üst anal) plakanın altında, yani karın tarafında, bazen asimetrik yapıda olan subgenital plakayı (Hypandrium) oluşturur. Bu subgenital plaka, asimetrik formlarda bazen bir ya da biri körelmiş olan iki; simetrik formlarda ise büyüklükleri birbirine eşit olan ve stylus (stilus) denen iki uzantı taşır; bazen styluslar tamamen yitirilmiştir. Onuncu sternit erkekte tamamen vücut içine girerek kaybolmuştur.
Kalorifer böcekleri türlerinde (Blattella) bu sternitin pençe şeklindeki çıkıntılan, kavuşma sırasında kenetlenme organı olarak görev yapan bir yapıya dönüşmüştür. Subgenital plaka, dişilerde 7. sternitten meydana gelmiştir. En basit formu kalorifer böceklerinde (Blattellidae ve Ectobiidae) görülür; arkada yuvarlaklaşmıştır. Hamam böceklerinin bu cinslerinde (Blattidae) birbirine karşı hareketli olan iki valve bölünmüştür; bu, yumurta paketlerinin tutulmasını sağlar. Yumurta koyma borusunun yapısına çok defa 8., 9. ve 10. abdominal segmentler de uzantılarıyla katılabilir. Önbirinci segment epi ve paraproktu oluşturur. Bunlar erkekte kıllı birer şişkinlik halinde kalmasına karşın, dişide, özellikle paraprokt, anüsün her iki yanında kıllı bir yastık şeklinde ya da serkusların altında 10. tergitin bir uzantısı gibi gözüken, yumurta kesesinin (ooteka) tutunmasına yardımcı bir yapı haline dönüşmüştür.
Eşey Organları: Peygamberdeveleri ile çok büyük benzerlik gösterir.
Erkek Eşey Organı: Erkek eşey organı genel olarak üç parçadan yapılmıştır. Bunların her birine "Phallomer" (fallomer) denir. Bu parçalardan biri "Hypophallus" (hipofallus); ikincisi sol, üçüncüsü sağ "Epiphallus" (epifallus)'dur. Sağ tarafta bulunan epifallus iki tane sola dönük, bir tane sağa dönük üç sivri uç taşır. Ectobiinae ve Blattelinae'de bu çıkıntılar körelmiştir. Sol epifallus, sırtın sol tarafında üç derimsi uzantıya sahiptir. Bunlar titilatör, pseudofallus ve akutobulusdur. Pseudofallus, duktus ejakulatorisin yanında bulunduğu için bu ismi almıştır. Ectobiinae ve Blattelinae'de sol epifallus körelmiştir. Fallomerlerin üçüncüsü de yukarıda değindiğimiz gibi hipofallustur. Bu, tek bir plaka halindedir; basit yapıdadır ve çıkıntılardan yoksundur. Gerçek fallus yalnız Ectobiinae ve Blattelinae'de sarımsı bir lob şeklinde görülür. Yalnız Blattelinae'de, fallus, uç kısmında, hareketli, diken şeklinde "Virga" denen bir çıkıntı taşır. Normal zamanda kas içerisine gömülü olan bu kitinli kısımlar, çiftleşme zamanında dışarıya doğru çıkar; özellikle titilatörün kancası, dişinin genital plakasını alttan bir çengel gibi çeker.
Dişi Eşey Organı: Eşeysel delik 7. ve 8. sternumun arasından, eşey kesesi denen bir odacığın tabanına açılır. Bu kese 8. sternumdan oluşmuş vestibulum denen bir girintiyle 7. sternumun içerisine çökmüştür. Normal duruşta bu kese supraanal plaka, subgenital plaka ve Ortheptoroid'lerin ovipositoruna benzeyen kütleşmiş valvlerle kapanmıştır. İç tarafında ise kitin şişkinlikler ve bilezikler vardır. Bunlar ootekanın yapımında görev alır. Ovipositorun yapımına 8. ve 9. segment kalıntılan da katılmıştır. Fakat yumurta koyma borusu (ovipositor) kural olarak işlevsizdir.
Hamam böceklerinin Diğer Bazı Anatomik ve Morfolojik Özellikleri:
Deri kuvvetlice kitinleşmiş, özellikle kurak yerlerde yaşayan Polyphaga hamam böceği türlerinde tamamen geçirimsiz olmuştur. Vücut örtüsü genel böcek vücut örtüsüne uygun olarak üç ana tabakadan meydana gelmiştir. Renklenme, çoğunluk açık sarımsı kahverenginden koyu siyaha kadar gider. Tropiklerde yaşayanlarda diğer renklere de rastlanabilir. Vücut örtüsünün üzeri nokta nokta girintilerle süslü olabileceği gibi, bazılarında çeşitli derecelerde kıllanma da görülebilir. Yine tropik türlerden bazıları hava püskürtmekle ya da kanat gibi vücut parçalarını sürtüştürmekle ses çıkarabilir. Vücudunun çeşitli yerlerinde tek tek ya da gruplar halinde bezler vardır. Bunlar, korunmadan çiftleşmeye kadar çeşitli amaçlar için kullanılır. Kalorifer böcekleri (Blatella), vahşi kalorifer böcekleri (Supella), diğer hamam böceği ve alt adlandırılması kalorifer böcekleri (Ectobius) ve (Phyllodromica) 7. ve 8. tergitlerde bulunan eşeysel bezlerin meydana getirdikleri çöküntülerin yerleri ve şekilleri sistematikte önemlidir.
Solunum sistemi, genel böcek şemasına uygun bir trake sistemi gösterir. Solunum 35-40°C arasında en yüksek düzeyine ulaşır. Karbondioksit yoğunluğu solunumu denetler. Kil ve tüylerle bağlantılı olan duyu organları, çok çeşitli yapılardadır ve vücudun birçok yerine dağılmıştır. Titreşimleri alan duyu hücrelerinin abdominal segmentler arasında olduğu zannedilmektedir. Kimyasal amaçlar koku konicikleri halinde özellikle ağız parçalarında ve antenlerde bulunur. Sıcaklık almaçlarının çoğu türleri antenlerdedir.
Hamam böceklerinin ayaklarındaki gerilmeleri denetleyen skolopal almaçlar, yaşamlarında önemli bir yer tutar. Bileşik gözler ancak ışığın şiddetini ayırmaya yarar. Nokta gözler, eğer varsa, 2 tanedir ve sırt tarafında, antenlerin kaidesine yakın bulunur.
Hamam böceklerindeki gözler ancak ışık şiddetinin algılanmasına yarar. Sinir sistemi, genel böcek şemasına uyar. Sinirlerinin biyokimyasal ve anatomik yapısı üzerine çok ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır. Dört farklı neurosekresyon saptanmıştır.
Kas ve sindirim sistemi yine genel böcek şemasına uyar. Yalnız çeşitli besinlerle beslendiklerinden dolayı sindirim enzimleri bakımından birçok farklılıklar gösterirler. Boşaltım malpiki tüpleriyle yapılır. Bakterilerle simbiyoziz görülür. Dolaşım, sırt tarafında tüm vücut boyunca uzanan tüp şeklindeki kalple sağlanır. Kalbin dakikadaki atış sayısı 60 ile 300 arasında değişir. Hemolenf, pH'ı 7,5-8 olan renksiz bir sıvıdır. Çeşitli iyonların, proteinlerin ve kimyasal bileşiklerin yanı sıra 4 çeşit lenfosit de taşır. Lenfositlerin sayıları mm3 de 7.000-95.000 kadardır. Testisler çoğunluk 5. ya da 6., bazen 7. segmentte bulunur. Yumurtalıklar ise 4. ya da 6., bazen 8. segmentte bulunur.
Hamam böceklerinin kromozom sayısı 15-75 arasında değişir. Siyah rengin, kahverengine baskın olduğu saptanmıştır. Bazı hamam böceklerinde zorunlu döllenmesiz üreme (partenogenez) görülür. Döllenmemiş yumurtaların çoğu erginliğe ulaşmadan ölür. Fakat Amerikan hamam böceklerinde (Periplaneta americana) döllenmemiş yumurtalarının % 43'ü açılabilir ve çoğunluk ergin oluncaya kadar gelişebilir. Hamam böceği son kez deri değiştirilip ergin olunduktan 10-15 gün sonra, feromonlar salgılanmaya başlar. Ve dişiler erkeği belirli mesafelerden kendine çekmeye başlar. Döllenen dişilerde feromon üretimi hemen düşer. Erkekler, feromonu, özellikle antenleriyle, kısmen, ağız, serkus ve diğer vücut parçalarıyla algılayabilir. Laboratuvarda çeşitli hamam böcekleri türleri arasında çapraz döllenme yapılmasına karşın üreme yani yumurta açılımı görülmemiştir. Hamam böceklerinde cinsel birleşme sırasında antenler önemli göreve sahiptir.
Hamam Böceklerinin Yaşam Döngüsü ve Onlar Hakkında Merak Ettiğiniz Diğer Her Şeyi Öğrenmek İçin Tıklayın.